DÜNYANIN KIYMETSİZLİĞİ
DÜNYANIN KIYMETSİZLİĞİ
Cabir (ra) dan rivayete göre , Rasül-ü Ekrem bir gün çarşıya uğramıştı . Halk da etrafında idi . Küçük kulaklı bir erkek oğlak ölüsüne rastladı . Onu kulağından tutup
— Hanginiz bunu bir dirhem mukabilinde almak ister ? diye sordu .
— Bundan az para ile olsa bile almayız . O bizim ne işimize yarar ki ? diye cevap verdiler . Rasül-ü Ekrem Efendimiz :
— Parasız verilse ister misiniz ? buyurdu .
— Vallahi esasen bu diri olsa bile kulaksız olduğundan dolayı kusurludur . Ölü iken onu ne yapalım ? dediler .
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz :
— Vallahi , bu sizce nasıl kıymetsiz ise , dünya da Allah nezdinde bundan daha kıymetsizdir . buyurdular .
***
NALINCI MEMİ DEDE
Unkapanında Haraccı mescidinin tam karşısında Nalıncı Memi Dede türbesi vardır . Bu türbe eski devirlerde bir hayat ve yangın sigortası bürosu gibi işlerdi . Buradan alınan bir avuç toprak bir evin saçağına asılırsa , Allahın izni ile yangına karşı sigortalanmış olurdu .
Bu türbenin başka bir hususiyeti daha vardı . San’ata istidatı olmayan bir çocuk 3 Cumartesi aç karnına bu türbenin toprağını su ile içerse derhal işini kavrar ve sanatında muvaffak olurdu .
İstanbul baştan başa en az 9 defa yanmış , ve yeniden yapılmış olduğu halde bu türbe hiç yanmamıştır . Nalıncı Memi dede , 3 Murad devrinde sayılı meczuplarından birisi idi . Bergamadan gelmiş , İstanbul’a yerleşmişti . Kış , yaz nalinle gezer ve AZAB lar çarşısında nalıncılık ederdi . Evi türbesinin olduğu yerde idi . Dükkanı da buraya yakındı . hicri 1592 yılının bir bahar sabahı idi , Sultan Üçüncü Murad Dar-üssaade ağasını çağırdı , gördüğü bir rüyasının heyecanını yenmeye çalışarak
— Ağam , ağam dedi . Bu gece tuhaf bir rüya gördüm , Nalıncı Memi dede düşüme girdi . Yakama yapıştı ve haykırdı :
— Sultanım , ben bu dünyanın tam elli suyunu içtim , Nam ve nimeti ile beslendim . büyüdüm . Şimdi ölüyorum , Yarın cenaze namazımı Fatih camiinde kılmaya hazırlan , Beni evime göm , Üstüme bir kubbe , yanıma bir tekke , önüne de bir çeşme yap . dedi . Git tahkik et bakalım Memi dede hakikaten ölmüş mü
Ağa Unkapanına geldi , Memi dedenin evinin önünde büyük bir kazanla su kaynıyor , kapının önünde bir teneşir var . Büyük bir insan kalabalığı kaynaşıyordu . Padişahın rüyası doğru çıkmıştı . Memi dedenin rüyasında padişaha yaptığı vasiyet tamamıyla yerine getirildi . Evine gömüldü , üstüne bir kubbe , önüne bir çeşme yapıldı . Bir de türbedar tayin edildi . ( Tarih hazinesi 1..4.1951 sayı 9 )
***
KAHVE DEYİP GEÇMEYİN
Kahvede bulunan kafein , sindirim sistemini düzene sokuyor . Hazımsızlık ve diğer mide rahatsızlıklarını önlüyor .
Günde bir kaç fincan kahveden tabii olarak alınan normal dozdaki kafein , kan damarlarının açılmasını sağlayarak kan dolaşımını sağlıklı biçimde düzene sokuyor .
Zihinleri açan , dikkati uyaran , duyguların daha hassas ve güçlü olabilmesini sağlayan kahve ani olaylarda refleksle reaksiyonların daha mükemmel çalışmasını sağlıyor .
Depresyon halinde merkezi sinir sistemini de iyileştiren kahvede bulunan kafein, en hayati ilaçlarda , hususi ile baş ağrısı ve sinirsel hastalıkların tedavisinde kullanılır
***
RÜYADAKİ İŞARET
Sultan Selim Han zamanında Kapu ağası olan Hasan ağa şöyle ibretli bir rüya görür .
— Konağın kapısı hızlı hızlı döğülmektedir . Ağa kalkıp da kapıya baktığında , kapının önü , başı sarıklı elleri bayraklı pür silah nurani kimselerle dolup taşmaktadır . Kapının hemen dibinde ise , yine ellerinde sancak , nurani bir abide gibi 4 kişi hazır vaziyette beklemektedir . Kapıyı çalan ve elinde padişahın ak sancağını tutan kimse tane tane şöyle der :
–Bu 4 kişi Hazreti Ebu Bekir – Ömer ve Osmandır . Ben ise Ali Bin Talib’im . Gördüğünüz kimseler ise Hazreti Rasülüllah ve ashabıdır . Bizi o gönderdi . Selim Han’a selam ediyor ve buyuruyor ki :
— Kalkıp gelsin ki Harameynin hizmeti ona buyuruldu .
Sultan Selim Han , bu rüyadan sonra sefer hazırlığı yapıp 1516 yılında Mercidabık savaşı sonunda Suriye , Filistin ve Mısır’ı alır . Mekke emiri de , Mekke ve Medine’nin anahtarını ve mukaddes emanetleri teslim eder . ( Tac’ül Tevarih )