DOLAR 32,5351
EURO 34,9450
ALTIN 2.439,05
BIST 9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Giresun 23°C
Az Bulutlu
Giresun
23°C
Az Bulutlu
Cum 17°C
Cts 18°C
Paz 16°C
Pts 16°C

HERKES İÇİN ADALET

28.06.2021
261
A+
A-

İSPANYOL  VAHŞETİ                                                                                                  

Bir  ara  “ İberik  “  yarım adasına  hakim  olan  Müslümanları , buradan  sürebilmek  için  kesif  çalışmalar  yapan  İspanyollar , Müslümanların  en  son  sığındığı  güneydeki  Endülüs’ü de  ellerine  geçirerek  Endülüs  Arap  Devletini  2  Ocak 1492  senesinde  tarihten  sildiler .

Gırnata da  korkunç  yağmalar  yapan  İspanyollar , kütüphanelerdeki  milyonlarca  ciltlik  kıymetli  kitapları da  yaktılar . Ekseriyeti  Fizik , Kimya , ve  Astronomiye  ait  olan  bu  kitaplar  yakılmasaydı , dünya  bu günkü  teknolojik  seviyeye  en  az  3  asır  önce  gelecekti . Bu  hadise  Haçlıların  ne  derece  ilim  düşmanı  olduklarını  ispatlar .

***

BEBEKLERİN  PARMAK EMMELERİ..                                                                  

Şu yazacağımız satırlara, başka eserlerde mutlaka yer verilmiştir. Ancak Evliyâ Çelebi merhum Seyahatnâme’de anlatırken, yaptığı îzah ve te‘villerle mevzûa bir başka çeşni kattığı için bize enteresan geldi. Siz okuyucularımızın da dikkatlerini celp edeceğini düşündük ve kısmen sâdeleştirerek veriyoruz:                                                                                                 

Şehr-i Urfa içre bir azîm ağaç kökü vardır. Ona, ‘Şecer-i İbrâhim makamı’ derler. Ne zamanki Nemrud-i laîn asrında Hazret-i İbrâhim vücûda geldikte cümle müneccimin

— Ey Nemrud! Bu saatte bir evlad vücûda geldi ; senin devletine ve dinine ve canına kasd ediserdir ; tîz onu buldur!’ deyü iğvâ ettiklerinde (ayarttıklarında), cemi‘ şehri tecessüs edip (araştırıp) annelerinden yeni doğmuş mâsumların nice binini ol .

İbrâhim Nebî’nin vâlidesi, İbrâhim’i mezkür yani ağaç kovuğunun içinde gizleyip gider. Derhal Cibrîl-i Emîn, Hz Allah tarafından bu kovuk içre girip , Hz İbrâhim’e , çocuğa bakan dadı gibi, hizmet edip, İbrâhim, parmağın ağzına koyup emer. Allâh’ın izniyle Hz. İbrâhim’in yine kendi parmağından süt cereyan edip , İbrâhim Nebî anınla gıdâlanır, idare ederdi .

Hâlâ günümüze kadar mâsum bebeklerin, beşik çağında iken parmaklarını emmeleri mukadder olduğu, Cibrîl-i Emîn’in taallümiyle (öğretmesiyle) Hazret-i İbrâhim’den kalmıştır.”

***

KÜSKÜNLÜK – DARGINLIK                                                                                     

Ebu  Hüreyre  Hazretleri   Rasülüllah  Efendimizden  rivayet  ediyor :

— Ameller  haftanın  ikinci ( Pazartesi )  ve  Yedinci  ( Cumartesi )  günleri  vazifeli  melekler  vasıtası  ile Huzuru  İlahiye ye  arz  olunur . Allah’a  şirk  koşmayan  herkes  mağfiret  olunur .

Aralarında  dargınlık  olan  kişilerin  amel  dosyası  arz  edilmek  istenince  , Hz  Allah — Barışıncaya  kadar  onların  amellerini  bırakınız ,  buyurur . Huzuruna  kabul  etmez

****

ADALET  MÜLKÜN  EMELİDİR                                                                              

Fatih  Sultan  Mehmet , İstanbul’u  fethettikten  sonra , şehri  gezmek  istiyor . Bir  ara  hapishaneye  uğruyor . Hapishanede  2  papazla  karşılaşınca , onlara  neden  hapiste  olduklarını  soruyor . Onlar da  :

İstanbul’un  Osmanlılar’ın  eline  geçeceğini  söylediğimiz  için  İmparator  kızdı , ve  bizi  hapse  attı . diye  cevap  verdiler . Bunun  üzerine  Fatih  Papazlara  :

Peki  söyleyin  bakalım , İstanbul  bizim  elimiz den  çıkacak mı ?  deyince  Papazlar

— Ülkenizde  dolaşalım  cevap  veririz  dediler . Fatih’in  izni  ile  hapisten  çıkan  papazlar  bir  mahkemeye  uğradılar . Davalı  ve  davacının  3  gün  üst  üste  gelmelerine  rağmen  Kadıyı  bulamadıklarına  şahit  oldular .Dördüncü  gün   kadı  geldi , Meseleyi  dinledi . Dava  bir  öküzün  öldürülmesi  meselesiydi . Kadı  kendilerine  :

— Vakıa  ben  izinli  idim . fakat  3  gün  gelmediğim  için  öküzün  değerini  ben  ödüyorum . diyerek  parayı ödedi .Bunu  gören Papazlar ,Fatih’in  huzuruna  çıktılar  ve

— Türkler , her  zaman  böyle  adil  davranırlarsa , İstanbul  hiç  bir  zaman  elinizden  çıkmaz . dediler .

***

PERDE KALKARSA GÖRÜRÜZ                                                                    

Silsile-i Sâdât  hazerâtının 6’ncı halkasını teşkil eden   Ebu’l-Haseni’l-Harkânî (k.s.) hazretleri bir gece ;

—  Falan meydanda  bu gece savaş yapılıyor . Şu kadar kişi öldü , şu kadar kişi yaralandı , demişti .  Daha sonra araştırıldığında , vaziyetin Ebu’l-Hasen hazretlerinin dediği gibi olduğu anlaşıldı.                                                                                .

Fakat aynı gece  düşmanlar, Şeyh hazretlerinin oğlunu öldürüp kapısının eşiğine atmışlardı. Bundan ise onun hiç haberi olmamıştı. Bâtın (mânevîyat) âleminin ince sırlarını idrâkten mahrum olan hanımı, bu hâdise üzerine;                                                               .

—  Şu adama ne demeli! Şu kadar uzakta cereyan eden bir hâdiseyi haber veriyor; ama oğlunun öldürülüp kapısına atıldığından hiç haberi olmuyor! demişti.

Ebu’l-Hasen hazretleri hanımına şu cevabı verdi:                                                                           .

—  Evet hanım, dedi. Doğru söylüyorsun; ama harp meydanını gördüğümüz zaman, aradaki perde kaldırılmıştı. Oğlumuzu katlettikleri zaman ise, perde inmişti. Biz, perde kalkarsa, en uzak yerleri görürüz. Perde inerse, ayağımızın dibini bile göremeyiz.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.