İSLAMA HİZMET EDECEK TAİFE
BEN İÇEMEM
Medineli bir Müslüman Ramazan-ı Şerifte Halife Hz Ömer ‘i iftar yemeğine davet etti . Yemekte Hz Ömer ‘e bir içecek sunuldu . Hz Ömer :
— Bu nedir ? diye sordu . Ev sahibi cevap verdi :
— Bal şerbetidir efendim Hz Ömer (ra) onu içmeyi reddederek şöyle dedi:
— Benim idaremdeki insanların çoğu , içmek için henüz kuyu suyunu bile bulamazken ben burada bal şerbeti içemem .
***
YABANCI GÖZÜYLE TÜRK AHLAKI
Kadıköy den Galataya geçecektik , 4 kişiydik . Deniz kaba dalgalıydı . Yaşlı bir sandalcı cesaret etti . Bindik , yola çıktık . Dalgalar kayığımızı adamakıllı sarsmaya başladı . Yanımdaki Rum kadın korktu . Bu sırada elindeki börek tepsisi de denize düştü .
Zorlukla ve sandalcının cesaret ve mahareti ile karaya çıktığımız zaman Rum kadın ile Türk sandalcı arasında münakaşa başladı . Merak ettim . Bu can pazarındsan kurtulmamıza ben şükrederken onlar neyin kavgasını yapıyorlardı ? Öğrendim ve şaştım;
Türk sandalcı hem taşıma parası 2 akçeyi almıyor , hem de denize düşen börek tepsisinin parasını ödemek istiyordu . Rum kadın ise : — Senin ne kabahatin var ? Ben binmemeliydim . diyordu . Sandalcının ısrarı ile parayı aldı ve gitti . Hakiki Türk budur . Üzerine aldığı vazifeyi , ölüm pahasına yerine getirmeyi , kendisine güvenene zarar vermemeyi şerefinin bölünmez parçası sayar.
******
İSLAMA HİZMET EDECEK TAİFE
Kur’an-ı Kerim de Maide Suresinin 54 ayetinde Kıyamete kadar İslam dinine hizmet edecek kavimlerin geleceği beyan edilmektedir . Alimler bu ayet-i Kerimeyi şöyle tefsir etmişlerdir : — Ey Ehli İman , sizden ferd veya cemaat her kim dininden dönerse bilmiş olsun ki Allah onların belalarını verip yerlerine diğer bir kavim getirecektir .
Öyle bir kavim ki hem Allah onları sever , dünya ve ahiret hayırlarını murad eder , hem de onlar Allah’ı severler . Taatine koşar . İsyandan kaçarlar .
Öyle bir kavim ki mü’minlere karşı mütevazi ve merhametli , kafirlere karşı izzetli , safvetli (güçlü) , Allah yolunda mücahede ederler ,
Kötüleyenin kınamasından korkmazlar . Münafıklar gibi şunun bunun hatırına , gönlüne bakmaz , dedikoduya aldırmaz , vazifelerini yaparlar .
Bu hal sırf Allah’ın fazlı ve ihsanıdır . O bunu kime dilerse verir . Dileyene de verir
Bineanaleyh hiç biriniz ümitsizliğe düşmeyiniz , düşüp de kafirler peşinde koşmayınız . Allah’tan böyle bir kavim olmayı isteyiniz , dileyiniz . Bu şereflere bu hürriyete , bu izzet ve istiklale ermek isteyenler başkalarının değil , ancak Allah’ın velayetine ( dostluğuna ) koşmalı , Allah’ın sevgili Peygamberine , mü’minlere baş kaldırmamalı , muhabbet ve yardım etmelidir .
Mürted ( dininden dönen ) lerin zararlarına mukabil olmak ve onların terk ettikleri saadetli mevkiyi işgal eylemek üzere kıyamete kadar zaman zaman nöbetle gelecek ve i’layı kelimetullah ( Allah’ın kelimesini yükseltmek ) ile İslam’a hizmet edecek bir çok kavimler , topluluklar gelecektir . Vaktiyle Yahudilerin Hristiyanlara , Hristiyanların Müslümanlara mevkilerini terk ettikleri gibi İslam nimetinin kadrini bilmeyen nankörler de , onun kadrini bilecek . Şükrünü eda edecek yeni bir Müslüman topluluğuna mevkilerini terk etmeğe mecbur olurlar .
Bineanaleyh ey mü’minler , dininizin kadrini biliniz . Hakkın bu geniş feyzini , bu ilahi fazlını , bu yüksek hürriyeti bırakıp da başkalarının dostluğu arkasına düşmeyiniz ( Elmalılı,Hak dini Kur’an dili tefsiri . Fazilet N )