SOHBET DEYİP GEÇMEMELİ (2)
Sohbet döndü dolaştı, Ören Otçu Türküsü’ne geldi…
Yusuf Eren türkünün yazılış öyküsünü kısaca anlattıktan sonra, türkünün sözlerini söylemeye başladı.
O söyledikçe ben yazıyordum.
Altı dörtlük yazdırdıktan sonra durdu, düşündü, bir iki dörtlük daha vardı ama aklıma gelmiyor, hatırlasam, ben seni ararım, dedi…
İşte Yusuf Eren’in Ören Otçu Türküsü’nden anımsadığı dörtlükler:
Mehmet Çavuş sağ başta,
Ali Efendi solda.
İki dane at geldi,
Bizim uşağa yolda.
İki atın birini,
Ahmet Onbaşı aldı.
Diğer sarı aygır da,
Hasan Eren’e galdı.
Hasan ile Hüseyin,
Atları yarışturur.
Geldi Gadiro pici,
Otçuyu karışturur.
Hem göçü karuşturur,
Hem de yüze gülüyu.
O puştun dalgasını,
Uşak zaten biliyu.
Gorkma Gadiru gorkma,
Göğün gürlemesinden.
Örenliler vuruyu,
Ayağında mesinden.
Gorkma Gadiru gorkma,
Ören gopuklarından.
Örenliler adamı,
Vurur topuklarından…
Yusuf Eren’in anımsadığı dörtlükler bu kadar.
Bir iki yıl önce Mehmet Gündoğdu arayıp, Hamzabaş hakkında bilgi edinmemi istemişti…
Salgın günleriydi…
Bütün çabama karşın Hamzabaş hakkında herhangi bir bilgiye ulaşamamıştım…
Belki bilgisi vardır, diye sordum.
İyiki de sormuştum.
Onu da anlatayım dedi ve şu bilgileri verdi:
Hamzabaş Ağasar’ın Çetirik Köyü’ndendir.
Örenliler’e hısımlığı varmış.
Bir de hikaye anlatılır: Köyün büyükleri Yaşar Küçüker’in Babası Bekir’i, Hamzabaşı Ören’e getirmesi için, Ağasar’a göndermek isterler…
Bekir gitmek istemez…
Israr edilince Hamzabaş’a söğer…
Bu bilgileri Mehmet Gündoğdu’ya iletince; Hocam, Hamzabaş Şahmelik’tenmiş, nüfus kayıtlarına ulaştım, Ağasar’ dan bir amca da, Kutluca taraflarından, deyince, ikna oldum, dedi.
Ben de kendisine, bu söylenenleri gazetede paylaşacağım, bilgisi olanlar varsa, belki katkı sağlarlar, dedim.
Ören Otçu Türküsü’nün eksik dörtlükler, bir türlü aklımdan çıkmıyordu…
Bu konuda bilgisi olabilecek olan bir kaç Örenli arkadaşa telefonla ulaştım.
Sağ olsunlar, hemen hepsi, türkünün eksik dörtlüklerini öğrenip, bana döneceklerini söylediler.
Bu yazıyı yazana kadar yalnızca, Sunay Kakıl, vatsaptan arayarak,
“Gadiru vuruldu,
Tabakası gırıldı.
Gadırga pazarında,
Davul zurna guruldu.” dörtlüğünü gönderdi.
Dörtlüğün içeriğine bakınca, türkünün son dörtlüklerinden biri olduğu görülüyor….
Katkısından dolayı Sunay Kakil’e teşekkür ediyorum.
Bu konuda önemli bir katkı da Espiye’de yaşayan aslen Örenli olan Erdoğan Bekar Kiremitçi’den geldi.
Yazıyı, onun verdiği bu değerli bilgilerle bağlıyorum:
Babaannem Ağasar’ın Duralıuşağı Köyü’ndendir.
Giresun Trabzon illeri ayrılınca, Ören Giresun’a Oğuz Trabzon’a bağlanıyor.
Kadırga Yaylası, o günden sonra iki köy arasında, hep tartışma konusu olmuştur.
İlk zamanlar, Gadiro yayla yolunda Örenlileri soyuyor.
Bu soygunlar bir iki yıl sürüyor…
Örenliler bu soygunların sona ermesi için Gadiro’dan kurtulmak için, öldürmeye karar veriyorlar…
Gadiro pusuya düştüğünde kucağında torunu vardır.
Pusudakiler çocuğa zarar vermemek için, Gadiro’nun özengideki ayağına nişan alırlar ve onu topuğundan vururlar…
“Gorkuma Gadiro gorkma,
Ören gopuklarından.
Örenliler adamı,
Vurur topuklarından.” türküsü yakılır.