ULU HAKAN ABDÜLHAMİD HAN
RASÜLÜLLAH NİÇİN ÜZÜLMÜŞTÜ?
Hindistan’ın büyük velilerinden Ebul Hayr Hazretleri buyurdu ki:
-“Bir gece Rasülüllah Efendimiz’i gördüm. Mübarek yüzlerinde keder ve üzüntü görülüyordu. Anam babam sana feda olsun Ya Rasülallah, üzüntü ve kederinizin sebebi nedir?” diye sordum. Rasülüllah Efendimiz buyurdu ki: -“Bugün Sultan Abdülhamit Han tahttan indirildi, bunun için kederliyim.” Ebul Hayr Hazretleri rüyasını naklettikten sonra, gözyaşları içerisinde şöyle buyurdu: -“Bu asır içerisinde Sultan Abdülhamid han gibi takva sahibi bir Sultan gelmemiştir. O, kavminin derdi ile dertlenir, milletinin iyiliğini ve refahını isterdi. Müttaki (Allahtan korkan) ve ilmi seven bir sultandı. Hocam Rahmetullah Efendiyi Mekke-i Mükerreme’den İstanbul’a yanına davet etmiş, çok ikram ve iltifatta bulunmuştu. Hatta kendi eliyle ona namaz için seccade sermişti. O yüce Hakana bu muameleyi reva görenlerin sonları pek feci olacaktır. Ama din ve millet çok zarar görecektir, ona yanıyorum.”
******
SULTAN İKİNCİ ABDÜLHAMİD HAN
34 Osmanlı Padişahı ve 99 İslam Halifesi olarak 34 yaşında tahta çıkan ve Devlet-i Aliyye’yi 33 sene kadar idare etmiş olan Sultan İkinci Abdülhamid Han , bilhassa harici siyaset hususunda siyasi bir dâhidir . Tahtta bulunduğu müddet içerisinde Avrupalı devletleri birbirine karşı kullanarak hem Osmanlı menfaatlerini hem de dünya barışını korumuştur . Muasırı olan devlet adamları , en büyük düşmanları olan büyük padişahı takdir etmekten kendilerini alamamışlardır . Bunlardan bir kaçı :
* Huntington ‘a göre “Boğaziçi’nde oturan ihtiyar , dünya çapında bir siyasi idi.”
* İngiliz İstanbul sefiri Nicolas O’Cornor’a göre “Avrupa da sulhü muhafaza eden adamdı.”
* Fransız sefiri Maurice Bombard “Avrupa da onun seviyesinde harici siyaseti bilen bir diplomat yoktur. demiştir.”
* İngiliz Bahriye lordu Fisher “Abdülhamid bütün Avrupanın en mahir ve hızlı düşünebilen diplomatlarındandır .”
* İngiltere dış işleri bakanı Edward Grey , siyasi hayatı boyunca hasım olduğu padişah hakkında ölümünden sonra “Ne büyük kayıp , hasmımdı ama onun ölümü ile diplomasi mesleği artık zevkini kaybetti .” diye hayıflanmıştır .
* Yine Edward Grey “ Abdülhamid kendi emellerine hizmet edebilmeleri için dış ve iç güçlere , bu güçlerin oyun biçimlerine ve kullanılma usullerine nüfuz edebilmekte insan zekası maharetinin azami sınırlarına ulaşmış bir hükümdardı . “ demiştir .
* Alman Başbakanı Prens Bismark ‘a göre “Siyasetin yüzde doksanı Abdülhamitte , Yüzde beşi kendisinde , kalan yüzde beşi de diğer siyasilerdedir .”
* Alman İmparatoru İkinci Wilhelm “Ben politikayı Abdülhamit’ten öğrendim” demiştir .
******
AĞLAYAN KOMUTAN
Mehmet Akif anlatıyor:
— Her sabah Sultanahmet Camiine erkenden giden bir zat vardı . Mihrabın bir kenarında saçı sakalı bembeyaz olmuş bu ihtiyar adam , ümitsiz bir şekilde durmadan ağlıyordu . Nihayet bir gün yanına sokuldum :
— Muhterem , dedim . Allah’ın rahmetinden bu kadar ümitsizlik olur mu ? Niye bu kadar ağlıyorsun ? Bana : — Ben Abdülhamid devrinde bir binbaşı idim
— Beni konuşturma . Kalbim duracak , dedi . Çok ısrar edince anlattı :
— Mallarımız , gayrimenkullerimiz var . Bunların bir nezaretçiye ihtiyacı vardır . Kabul buyurulursa istifa etmek istiyorum .
Sadaret benim dilekçemi Padişaha göndermiş , bana doğrudan doğruya Hükümdardan bir yazı geldi . :
— İstifa kabul edilmedi , yazıyordu .
Ben bir daha gönderdim , yine aynı cevap geldi . Bizzat huzura çıkıp şifahi görüşmek istedim . Ben o cehalet ile Padişahın huzuruna çıktım . Haydi , istifa ettirdik
— Sultanım , istifamın kabulünü istirham edeceğim , durumumuz budur , dedim . derin derin biraz düşündü . İstifa etmemi istemiyordu . Yüzünden belli idi . Israrıma da dayanamadı . Öfkeli bir edayla , elinin tersi ile : —
Ben dönüp işimin başına geldim . Gece mana aleminde orduların teftiş edildiğini gördüm . Rasülüllah Efendimiz Yıldız sarayının önünde duruyordu . Bütün Türk ordusunu teftiş ediyordu . Osmanlı Padişahlarının ileri gelenleri orada idi . Abdülhamid edep ile Fahri Kainat Efendimiz’in arkasında duruyordu . Derken benim birliğime geldi , başında kumandan olmadığı için darmadağınıktı .
— Nerede bunun kumandanı ? diye sordular .
— Ya Rasülallah çok ısrar etti , istifa ettirdik . dedi . Rasülüllah Efendimiz de : — Senin istifa ettirdiğini biz de istifa ettirdik
— Ben ağlamayayım da kim ağlasın?