YABANCILARIN MEKTEPLERİ
YABANCILARIN MEKTEPLERİ
1860 yıllarında İstanbul’un modern şehircilik anlayışına uygun olarak yeniden tanzim edilmesi için Amerikalı mühendis Hamlin , Türkiyeye davet edilir . Hamlin aynı zamanda koyu bir Hristiyan ve misyonerdir . Rumeli Hisarının bulunduğu yerlerde dolaşırken :
— Fatih Bizans’ı bu tepelerden fethetmişti . Ben de bu milletin kültürünü yine bu tepelerden fethedeceğim . dedi ve o tepelerde ROBERT KOLEJİNİ kurdu . Gerçekten Robert Koleji İngiliz Amerikan kültürünün . Galatasaray da Fransız kültürünün Türkiyede ki ileri karakolları oldular . Ve milletimizin kültür ve manevi hayatı korkunç bir istilaya maruz kaldı .
Lozan da ise İsmet Paşa yabancı mekteplere Türkiye nin “ cemilekar “ davranacağına dair söz veriyordu .
***
NİKOTİNİN ZARARLARI
Kendinizi yeni ziftlenmiş asfalt yolun üzerine boydan boya yatmış ve ağzınızı yere yapıştırmış dilinizle de yerleri yalıyor farz ediniz .
— Olur mu böyle şey yahu .. Katran yiyecek kadar aklımı yitirmedim ben … diyeceksiniz .
Evet biz de biliyoruz ki , aslında siz ne asfaltı , ne katranı , ne de zifti yemeyi seversiniz . Fakat sigara tiryakisi iseniz bal gibi zift ve katran yiyorsunuz da haberiniz yok
Ha taze asfaltlanmış bir yolu yalamak , ha sigara tiryakisi olmak , ikisi de aynı kapıya çıkar . Tıbbi ve kimyevi yönden …
Kızmayın hemen bay tiryaki .. Halep oradaysa arşın burada . Gelin isterseniz sizinle hesabını yapalım bir senede yuttuğunuz ziftin .Pahalı ve filitreli bir adet sigaradan 15 miligram katran çıkar . Adi ve ucuz bir sigaradan ise 35 miligram . Bunlardaki NİKOTİN miktarına gelince . İyi sigarada 1.3 miligram , adisinde 2.9 miligramdır .
Farz ediniz ki , her gün 1 paket sigarayı fosur fosur içiyorsunuz . senede 365 pakat eder , demek ki siz senede 100 gram zifti veya katranı yutuyorsunuz . ( Büyük gazete )
***
ÖLÇÜLERİMİZ
İbn-i Ömer Hazretleri Peygamberimizin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir :
— Müslüman kişinin , hoşuna giden ve gitmeyen işlerde , kendisine günah teşkil eden bir emir olmadığı müddetçe Emirin emirlerini dinlemesi , kendisine itaat etmesi vaciptir . Emir , günah olan bir şeyi emrederse , o zaman Emir’i dinlemek ve ona itaat etmek lazım değildir . ( Buhari , Müslim , Ebu Davut , Tirmizi , Nesei )
İbn-i Abbas Hazretleri , Peygamberimizden rivayet etmiştir ki :
— Kendisine tabi olduğu emirinde kötü bir şey gören kimse sabretsin . Zira kim cemaatten bir karış ayrılır da ölürse , cahiliyyet ölümü ile ölmüştür . ( Buhari – Müslim )
***
KARAMAN’IN KOYUNU
Sultan 2 Murad Han bir sulh muhaveresi için huzurunda bulunan KARAMANOĞLU hükümdarından , bundan böyle OSMANLI ile iyi geçineceğine dair söz ister . Karamanoğlu elini kalbinin üstüne vurarak bir kaç defa yemin eder .
— Bu ten canda bulunduğu müddetçe soyumdan bir daha size muhalefet olunmayacaktır . der . Oysa çok geçmeden Karamanoğlu yine Osmanlıya karşı ordu tedarikine başlayacaktır. Çünkü o yemini ettiği sırada cübbesinin göğüs cebinde , yani tam da eliyle vurduğu yerde bir güvercin saklıdır . Ve huzurdan ayrılır ayrılmaz güvercini uçurup :
— İşte bu can bu tenden ayrıldı , yeminin hükmü kalmadı . diyerek güya parlak zekası ile övünecektir .
Eskiden dilimizde “ KARAMAN’IN KOYUNU “misali verilen sözde durulmadığı zamanlarda söylenen “ Karamanoğlu gibi akşam verdiğini sabah alır “ yahut “ Karaman bahşişi gibi “ diye iki tabir daha var imiş . Meğer bu sözlerin ortaya çıkmasına da sebep , yine yukarıda anlattığımız nev’iden Karamanoğullarının bir kaç kez daha ahidlerinde durmamaları imiş .
Hasılı ; bütün bunlardan sonra dilimizde ki “ KARAMAN’IN KOYUNU SONRA ÇIKAR OYUNU “ tabiri daha bir mana kazanıyor olmalı . Bununla beraber anlattığımız Karamanoğlu ile Karaman halkının tabiiki seciye yönünden bir alakası yoktur . Fertlere mahsus huylar , umuma teşmil edilemez .