DEMİRYOLU İŞİ NE OLDU?
Belki on yıl belki de yirmi yıldır Erzincan’dan, Gümüşhane üzerinden yapılacak bir demiryolunun Karadeniz sahiline nereden bağlanacağını tartıştık durduk.
Torul’a kadar gelen demiryolu Tirebolu’ya mı bağlanmalıydı yoksa Trabzon’a mı?
Alın size bir Trabzon Giresun tartışması!
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ilk yıllarıydı. Binali Yıldırım ulaştırma bakanıydı.
Görele’de Kemençe ve Horan Günleri etkinlikleri yeni başlamıştı. Bakan Bey de bu etkinliklerden birisine katılmıştı. Ve soruldu Sayın Bakan’a; demiryolu Tirebolu’ya mı bağlanacak yoksa Trabzon’a mı?
Daha netleştirmedik, buna coğrafya karar verecek demişti.
Yani arazi ve doğa koşullarına bakılacaktı. Doğrusu da buydu ama o gün bugün köprünün altından çok sular geçti ancak böyle bir proje bölgede hiç gündeme gelmedi.
Oysa Sayın Bakanı ne çok alkışlamıştık!
Erzincan’a kadar Cumhuriyet’in ilk yıllarında o günün teknolojisiyle yapılmış bir demiryolu var. Karadeniz sahilinde de Samsun’a kadar gelen yine o yıllarda yapılmış bir demiryolu var.
Faruk Nafiz Çamlıbel’in yazdığı Onuncu Yıl Marşı’nda geçen; yurdun demir ağlarla örülmesi döneminde yapılmış demiryolları bunlar. 1940 ların ikinci yarısına kadar da devam etmiş bu yatırımlar. Sonra da bıçakla kesilir gibi kesilmiş.
Yakın geçmişte Erzincan’a kadar gelen demiryolunun Karadeniz sahiline ulaştırılması gündeme geldi. Oradan da Samsun’a bağlanması!
Düş bu ya; demiryolu Tirebolu’ya gelince ilçeye de kocaman bir liman yapılması çok isabetli olurdu. Gemilerle Tirebolu’ya gelen malzemeler demiryoluyla Doğu Anadolu’ya buradan taşınacaktı.
Hatta Karadeniz sahil yolu yapılırken yanına bir de demiryolu yapılmasını, projenin birlikte yürütülmesini önerenler bile olmuştu. Hayali bile güzel değil mi?
Sonra Trabzon işe el attı. Demiryolunun Trabzon Limanı’na bağlanmasını gündeme getirdi. Dahası bu konuda siyasi çalışmaları derhal başlattı.
Buraya kadar olup biteni bölgenin gündemini takip edenler zaten biliyorlar.
Ya da buraya kadar bu yazıyı okuyanlar hatırlayacaktır.
Bize sorarsanız, daha ilk günden beri böyle bir projenin gerçekleşemeyeceğini söyleyip durduk. Bunun siyasi bir söylem olmaktan öteye gidemeyeceğini anlatıp durduk.
Hayale kapılmanın ve umutlanmanın manası yoktu.
Çünkü Türkiye Cumhuriyeti 1940 lı yılların sonunda demiryolu taşımacılığından vazgeçip karayolu taşımacılığına geçmişti. Ulaşımla ilgili köklü bir politika değişikliği yapmıştı. Bugün de bu politikasını uygulayıp bölünmüş karayolları ve otoyollar yapmakla övünüp duruyor zaten!
Şimdi diyecekler ki Anadolu’nun değişik bölgelerine hızlı tren yolları yapıyoruz.
Haklısınız, demiryolu yapım işinin en kolay olduğu coğrafyaya yapıyorsunuz bu yolları, gelin Karadeniz’e yapın da görelim!
Bir de yapılan karayollarına göre kıyaslama yapmalısınız bunu derken.
Şimdi Erzincan- Gümüşhane- Tirebolu demiryolunu gündeme getirenlere, vaat edenlere, siyasi söylem yapanlara sormayacak mıyız; Demiryolu işi ne oldu?
Bu söylemlerinizle ilgili neler yaptınız? Proje mi yaptınız?
İhale mi yaptınız? Bir kazma mı vurdunuz?
Bir bilgi paylaşın lütfen! Bu yöre insanına verdiğiniz sözlerin takipçisi olunuz lütfen!
Ve yeni seçilen sayın vekiller, meclisin açılmasıyla konuyu gündeme getirip takipçisi olun lütfen! Geçmişte bir şey yapılıp yapılmadığını paylaşın kamuoyuyla.
Biz en başından beri bütün bunların siyasi bir söylem olduğunu bildiğimiz için hiç heyecanlanmamıştık. Ama inanın size bu konuda da inanalar vardı.