DÖVİZ HESABI
Eski Başbakanlardan Tansu Çiller de “Dövize dokunanın eli yanacak “ demişti ama o meşhur 1994 ekonomik krizinde dövizi olanlar varlıklarını ikiye katlamıştı. Tansu Çiller’in yönettiği
Türkiye’de yaşanan ekonomik krizde resmi bir devalüasyon yaşanmış ve Türk Lirası yüzde 38 değer kaybederken dövizi olanlar para kazanmıştı.
Dövize dokunanın eli falan yanmamıştı.
Başbakan’ın öngörüsü boşa çıkmıştı. Çilleri dinleyenler kaybetmiş, dinlemeyenler kazanmıştı. Böyle bir Türkiye gerçeği yaşandı bu ülkede.
Sonra 2001 ekonomik krizi damga vurdu Türkiye ekonomisine. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in böyle iddialı bir açıklamasını hatırlamıyorum ancak 19 Şubat 2001 tarihinde dövizin TL karşısında yüzde 40 değer kazandığını ve cüzdanında döviz taşıyanların, yastık altında döviz biriktirenlerin bir gecede paradan para kazandıklarını herkes biliyor.
Türk Lirasında kalanlar kaybetmiş dövizi tercih edenler kazanmıştı.
Bu ekonomik krizler sadece ülke ekonomisini etkilemekle kalmamış Türkiye’nin siyasi tercihlerine yeni bir boyut kazandırmıştı.
Ekonomik krizlerin mutlaka siyasi sonuçları da olmuştur.
Ve günümüze baktığımızda; döviz biriktirenlerin pazara kazandığını ve yönetimin tavsiyelerine uyup Türk Lirasına geçenlerin veya Türk Lirasında kalanların para kaybettiğini görüyoruz. Eskilerin deyimiyle tarih tekerrür ediyor.
Yönetimin tavsiyelerine uymak ne demek?
Sayın Cumhurbaşkanı 2016 da yaptığı bir konuşmada; Bir ülkenin parasının, bayrağı gibi itibarını ve bağımsızlığını simgelediğini söylüyor.
Çok doğru. Bundan daha doğru bir tespit olamaz.
Daha sonra bir başka konuşmasında, 2019 yılında yaptığı bir açıklamada “Bırakın Doları moları” diyerek, ülke halkına dövizlerini bozdurup TL’ye geçmelerini tavsiye ediyor.
Sadece bu konuşma değil, değişik zamanlarda yaptığı konuşmalarda hep bunu vurguluyor Sayın Cumhurbaşkanı. Dövizlerinizi bozdurun ve TL alın diyor.
Peki şimdi ne oldu? Yine dövizde kalanlar kazandı ve dövizlerini bozdurup Türk Lirası alanlar kaybetti. Gerçekleşen devalüasyon sonunda döviz yüzde 100 değer kazandı. Dahası, bu değer artışı bir ara yüzde 157 yi gördü.
Halkına dövizlerinizi satın diyen yönetici de Tansu Çiller ve Bülent Ecevit’ten sonra ülkesinde en büyük devalüasyonu gerçekleştiren lider olarak tarihe geçti. 2021 ekonomik krizi de diğerleri gibi unutulmayacak.
Allah’tan halkımız para konusunda bırakınız parti başkanını babasına bile güvenmiyor. Gidip dövizlerini bozdurmadı… Bozdurmadı ki hâlâ dövizlerinizi bozdurup TL’ye geçin diye çağrılar yapılıyor. Ülkemizin geçmişten bugüne yaşadığı döviz serüvenini bilenler bu çağrılara kulak asmıyor görüldüğü üzere.
Dövize müdahale etmişler; bu mu müdahale dediğimiz!
Hançeri 18 cm. böğrümüze saplayı sonra 4 cm. geri çekmek mi? Dövizi tırmanmaya başladığı değere düşürene kadar müdahale etmiş sayılamazsınız.
Bu defa kriz maalesef teğet geçmedi.
Mutlaka bu krizlerin bir aşılış yöntemi vardır. Bu kriz aşılacaktır.
Ancak bu böyle ayakları yere basmayan yöntemlerle değil! Bu yöntemin iş görmediğini bu ülke yaşarak öğrendi. Halk o güven veren yönetimi arıyor. İsabetli kararlar vereni arıyor. Para mevzu bahis olunca bu insanların partisi pırtısı olmaz!
Geçmişte olmadığını yaşayarak öğrenince böyle düşünüyor insan ister istemez.
Şimdi yönetim olarak bir kere daha düşünüp, özellikle küçük tasarruf sahiplerinin bir avuç birikimlerini ateşe atmalarının tedbirlerini hayata geçirmeleri gerekir.
Büyük döviz sahiplerinin bu krizlerde bir kaybı olmuyor zaten.
Belli ki halk bu konuyu yönetimden daha iyi biliyor. Dinliyor ama bildiğini okuyor.