FAKİRİ SEVİNDİRMEK

Çok bilinen bir atasözüdür; Allah fakiri sevindirmek isteyince önce eşeğini kaybettirir sonra da buldururmuş. Sanki bugünkü Türkiye’yi anlatmışlar bin yıl önce!
Bizim yönetim de halkını sevindirmek için önce döviz fiyatlarını en zirveye taşıyor, sonra da bir gecede aşağıya çekiyor. Halk bir seviniyor bir seviniyor, ülke bayram ediyor. Ülkeyi yöneten kahraman ilan ediliyor. En büyük başkan bizim başkan haykırışları!
Sanırsınsınız ki döviz fiyatlarını bir başka siyasi parti zirveye taşıdı da yeni bir siyasi parti geldi de gerilemesini sağladı. Döviz fiyatlarını çıkaran da aynı yönetin kısmen indiren de aynı parti ve aynı lider.
Kimse sormuyor; ya hu usta bu bu kadar kolaydı da bu akşama kadar neyi bekliyordunuz. Döviz ucuzken alıp da zirve yapınca satanların elindeki dövizleri tamamen satmasını mı bekliyordunuz?
Bir yerden “işlem tamam” diye işaret mi bekliyordunuz?
Birilerinin düğmeye basmasını mı bekliyordunuz?
Eskiden camlı gaz lambaları vardı, fitilini aşağı yukarı ettiğimiz bir çevirme mekanizması vardı. Hatta; Çek aşağı yukarı lambanın fitilini diye türküsü bile vardı.
Mekanizma kimin elindeyse; dövizi bir çıkartıyor bir indiriyor.
O bu eğlenceli eylemle meşgulken halkın elindeki avucundaki parası pul oluyor.
Ülke ekonomik anlamda çalkalamıyor.
Ve çıkıp da demiyor ki ülkemizde bir devalüasyon gerçekleşmiştir. Türk parası yabancı paralar karşısında zorunlu olarak bir değer kaybı yaşamıştır. Uyguladığımız ekonomik politikalar ve kitabını yazdığımız ekonomi yönetimi ülkemizi bu noktaya getirmiştir. Yönettiğimiz insanlara para kaybettirdiğimiz için özüt dileriz!
O da yok; yönetim kime saldıracağını bile tam olarak bilmiyor.
Şu son dönemde yaşanan bu ekonomik karmaşayı gerçekçi bir dille ifade etmeye cesaretleri yok. Birisi dış güçler diyor bir öteki dış güç falan yok diyor!
İş sadece döviz fiyatlarının artışlarıyla kalsa neyse; bu artışa bağlı olarak fiyatı yükselmeyen mal ve hizmet kalmadı. Döviz artışını bahane eden hemen herkes sattığı nalların ve verdiği hizmetlerin bedelini artırdı.
Hadi döviz fiyatlarını kısmen indirdiniz, dövize bağlı olarak yükselen fiyatlar niye inmiyor? Devlet burada devletliğini göstermek zorundadır. Piyasa almış başını gidiyor!
Ülkede ürün ve hizmetlere zam yapmak ekonomik bir zorunluluk haline geldi de bunun için mi dövizin yükselmesine seyirci kaldınız?
Dövizi düşürecek ekonomik politikalarınız vardı da neden uygulamadınız?
Yabancı para birimlerinin TL karşısında kısa zamanda bu kadar hızlı değer kazanması da normal değildir bu kadar değer kaybetmesi de.
Şu dilinizden düşürmediğiniz istikrara ne oldu?
Bu çıkış ve inişler ekonomide bir istikrarsızlık değil midir?
İşin özü, piyasalar krizi fırsata çevirdi daha önce tavsiye edildiği gibi!
Aslında görüntü ekonomide her şeyin el yordamıyla ilerlediği ve kararların deneme yanılma yöntemiyle verildiği şeklinde. Bunu bu süreçte yapılan konuşmaları yan yana koyarsanız anlarsınız. Bir iki gün önce düşük faiz ve yüksek kur politikası diyorlardı bugün kuru düşürmekle bayram havası estiriyorlar.
Yeni ekonomik kararlar içinde dolaylı faiz artışları da gizlenmeye çalışılıyor.
Ama sevindiğimiz bir gerçektir. Sevincimizin kaynağı kaybettiğimiz değerlere yeniden yaklaşmak olsa da… Döviz çıktı ve indi. Bundan daha büyük sevinç mi olur!
Ekonomiyi öyle iyi yönetin ki her türlü dış müdahale ve iç manipülasyonlara rağmen kur yükselmesin. Bize karalar bağlatmayın. Bu yükselişi önleyecek önlemleri zamanında hayata geçirin ki insanlarımız para kaybetmesin.
Dahası sağlıklarından olmasınlar.