DOLAR 27,1418
EURO 28,9323
ALTIN 1.681,16
BIST 8.039,18
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Giresun 24°C
Az Bulutlu
Giresun
24°C
Az Bulutlu
Paz 24°C
Pts 24°C
Sal 23°C
Çar 24°C

ADAM GİBİ ADAM YA DA KAMİL İNSAN OLMAK

29.05.2023
52
A+
A-

Kusursuz insandı ona uyardık
Kurallar değişti onu uyardık
İmam cemaate sorduğu zaman
Demek yaşamıyor ölse duyardık

Dörtlüğün daha ilk dizesinde, insan üzerine odaklanmış Ahmet Kaçar. Hangi insan? Kusursuz insan! Bir başka söylemle güvenilen, örnek alınan, dürüst, saygın, erdemli insan… Diğer dizelerde, çevresindekilerin uyduğu, örnek aldığı insan tipinden çevresindekilerce uyarılan insan tipine geçiş yapılmış. Bu bir çelişkidir, aslında. İyi, kötü; güzel, çirkin; doğru, eğri… Bu, bir anlamda ham adam, olgun adam çelişkisidir. Ham kişi çiğdir; olgun kişi adam gibi adam.
Günlük yaşamda, eş dost sohbetlerinde, toplantılarda, çarşıda, pazarda yeri geldiğinde dile getirilen içten bir söylem, “Adam gibi adam!”. Yaşayan için “adam gibi adam”; ölen için “adam gibi adamdı” denilir. O halde, bir insanlık ölçüsüdür, bu!
Vicdanlı, namuslu, mert, güvenilir, sözünün eri, sıcakkanlı, güler yüzlü; toplumda saygınlığı olan bilgili, kültürlü, özverili, alçakgönüllü insandır, adam gibi adam. Kine, nefrete, öfkeye kapalı; sevgiye açıktır, adam gibi adamın yüreği. Yalan, hile, aldatma, tuzak kurma vb. ham duygular yoktur, adam gibi adamda. Toplumda değer verilen, sevilen, saygı duyulan kişidir, adam gibi adam. Karakterlidir, merhametlidir, sabırlıdır, hoşgörülüdür, sağduyuludur; adaletlidir…
Eski söylemle “kâmil” insan, şimdiki söylemle “olgun” insandır, adam gibi adamın karşılığı. Kâmil, kendini geliştirmiş, mükemmel olmuş demektir; yetkin, eksiksiz, ağırbaşlı, olgun, bilgili… Kâmil, olmayan kişi hamdır, cahildir, bilgisizdir, yüreksizdir; dahası densizdir. Oturmasını, kalkmasını; konuşmasını, susmasını, daha etkili bir dille söylenirse haddini bilmez. Günümüzde kaba Deli Dumrul diyebiliriz, böylelerine… Mevlana şöyle tanımlar olgun ve ham insanı:
Olgunun halinden ah, anlar mı ham?
Söz uzar, kesmek gerektir vesselam.
Bir başka açıdan yaklaşır konuya Ahmet Kaçar (1926-2018). Şair, bestekâr, güfte yazarı, nüktedan olarak bilinen Kaçar’ın, yergi dili çok güçlüdür. Duygulu, romantik, içli onlarca şiire imza attığı gibi kişiye, topluma, düzene yönelik iğneleyen, batan, yeren, dalga geçen dörtlüklere de imza atmıştır. Başarılı bir taşlama ustasıdır. Yeri geldiğinde taşı gediğine koyar: Çıktı sır olmaktan artık geçim denilen gargara / Boğazına tıkaç sokup damağını yakacaksın / Aklında bir tatil köyü, bol yemek, nefis manzara / Hayalinden ne geçerse çiğnemeye bakacaksın… Hayvanlar üzerinden insanların zaaflarını, eksikliklerini eleştirmeyi sever: Aldanma kümes çapkını tilkinin kuyruk süsüne / Kuzu emerken koyunu çakal cinsi ete başlar / Sahip değilse yaylada şayet çoban sürüsüne / Kurt obada gazel okur ayı muhabbete başlar…
Önce kâmil insanı över, Kaçar. Sonrasında bulunduğu konumu, yeri hazmedemeyip şımaran, küstahlaşan, haddini aşan böyle kibirli, bencil kâmil tipleri yerin dibine batırır:
İnsan kâmil oldu mu üstat mertebesinde
Ona madde üstünde bir değer vereceksin
Baktın tavrı değişti meclise gelmesinde
Çüş deyip arkasına bir eğer vereceksin
Bu taşlama, sırasıyla, Son Ufuklar, Yıllar ve Şiire Adanmış Bir Ömür adlı kitaplarında yer almıştır. Ne yazık ki internet ortamında dolaşan, üçüncü dizesi sorunlu olan benzer bir dörtlük Şair Eşref’e atfedilir: Kişi kâmil oldu mu üstat mertebesinde / Ona haddinden fazla bir değer vereceksin / Baktın ki hali, tavrı değişti meclise gelişte / Çüşşş deyip, sırtına bir semer vereceksin.

Telefon, tablet ve bilgisayar çağımızın en etkili iletişim araçları. Bunlar vasıtasıyla bilgiye ulaşmak bir nefes kadar yakın! Bu bilgiler ne kadar doğru? İnternet yoluyla ulaşılan bilgilerin tam ve eksiksiz olduğunu kim söyleyebilir? İnternet ortamında gerçek bilgilerin, bilimsel çalışmaların yanında yanlış, yanlı, uydurulmuş bilgiler de var. Bir başka söylemle internette bilgi kirliliği söz konusu! Şair Eşref’e atfedilen bu dörtlük de böyle uydurulmuş, yanlış ve yanlı bir bilgi!

Bu bilginin yanlış ve uydurma olup olmadığını kanıtlamanın en kestirme yolu, Şair Eşref ile ilgili kitaplara gitmekti. Ben de öyle yaptım. Bu konuda, somut verilere dayalı, titizlikle çalışılmış iki değerli kitaba ulaştım. Biri, Haziran 1988’de Özgür Yayınları’ndan çıkan Alpay Kabalcı’nın “Çeşitli Yönleriyle Şair Eşref“ adlı 488 sayfadan oluşan kitabı; diğeri Ömer Faruk Huyugüzel ve Şerife Çağın’ın birlikte hazırladıkları Mart 2006’da Dergâh Yayınları’ndan çıkan “Eşref – Bütün Eserleri” adlı 592 sayfadan oluşan kitap.
Alpay Kabalcı’nın kitabında Şair Eşref’in hayatı, sanatı ve yergileri konu edinilmiş. Kitabın arka kapağındaki bilgi yazısında “Elinizdeki kitap, gelmiş geçmiş en büyük yergi şairimizi bütün yönleriyle ele alan titiz, kapsamlı bir çalışmanın ürünüdür” denildikten sonra devam eden yazı “Ve – ilk kez- yergi şiirleri neredeyse eksiksiz olarak, gerekli açıklama notlarıyla birlikte veriliyor” cümlesi ile son buluyor. Ben birkaç gündür bu kitabı didik didik ettim. Şair Eşref’in “Kişi kâmil oldu mu” ile başlayan hicviyesine rastlayamadım. Daha doğrusu Şair Eşref’e atfedilen dörtlük bu kitapta yok!
İkinci kitap, iki akademisyen hocanın titiz çalışmasıyla gün yüzüne çıkmış; bu konuda tartışmasız en kapsamlı çalışmayı bünyesinde toplayan önemli bir kaynak. Bu kitabın da arka kapağında yer alan açıklamanın bir bölümünde “Prof. Dr. Ö. Faruk Huyugüzel ve Dr. Şerife Çağın’ın uzun süren araştırmalar sonucu hazırladığı Eşref-Bütün Eserleri adlı çalışma, şairin basılı kitaplarını, kitap çapındaki eserleri ve kitabına girmemiş şiir ve nesirlerini ilk defa orijinal ve ilmi şekilde topluca vermektedir. Şiirleri dilden dile dolaşan ve neredeyse anonim bir kişilik haline gelen Eşref’in eserlerini seçmeler halinde değil, tam olarak okuyuculara sunan bu çalışma hem Sultan ll. Abdulhamit ve ll. Meşrutiyet dönemlerinin siyasi ve sosyal hayatına bir ayna tutmakta hem de Eşref’in hiciv sahasındaki kudretini somut olarak ortaya koymaktadır” denilmektedir. Bu kitabı da sayfa sayfa okudum, tabiri caizse didik didik ettim. Şair Eşref’e atfedilen “İnsan kâmil oldu mu” ile başlayan hicviye, bu kitapta da yok!
Ahmet Kaçar’ın bu taşlamasına yer verdiğim bir yazımı okuyan dostlarımın, yer yer beni de kuşkuya düşüren, rahatsız eden hatta üzen “Bu şiir, Şair Eşref’in değil mi?” uyarılarında bulundular. Beni kuşkuya düşüren, rahatsız eden, üzen bu söylemin doğru olup olmadığını öğrenmenin tek yolu kaynaklara, belgelere ulaşmaktı. Ben de öyle yaptım. Artık, gönül rahatlığı ile bu şiir, Şair Eşref’in değil diyebilecek durumdayım. İnternette yer alan bu atıf, araştırmadan, öğrenmeden ortaya atılan bir bilgi kirliliğinden, bir yakıştırmadan öte hiçbir anlam taşımıyor. Bu dörtlük (yergi) Şair Eşref’in değildir. Olamaz da. İnternet ortamında Şair Eşref’e atfederek bu dörtlüğe yer veren ya da yazılarında kullanan (her kimse), üçüncü dizedeki dil ve anlatım bozukluğunu, ölçü kırılmasını göremeyecek, anlayamayacak, sezemeyecek denli şiir ikliminden uzaktır. Bu yakıştırma olsa olsa Şair Eşref’in şiir dilini, şiir mantığını, şiir estetiğini özümsememiş, anlayamamış, sindirememiş dar bir kafanın işgüzarlığıdır. Bu, şaire, şairin sanatına, şiirine yapılan bir saygısızlıktır.
Olgun insan alçakgönüllüdür. Kalp kırmaz, gönül yıkmaz. Nitelikli insandır olgun adam. Kolay kolay erişemez kişi olgunluğa. Emek işidir, olgunluk. Kişi eğitimle, görgüyle, sabırla, hoşgörüyle ilmek ilmek yılları dokuyarak erişir olgunluğa. Eriştiğinde bilgi, birikim, donanım sahibi olmuştur, artık. Erdemli, bilge insandır; büyüdükçe küçülür bir anlamda. Barıştan, dostluktan, sevgiden, mutluluktan, iyilikten, güzellikten yanadır, kâmil insan. Yapıcıdır, yol göstericidir. Kendini eritirken çevresi aydınlatan bir mum gibidir. Öyleyse kâmil, olgun insan nasıl tavır değiştirebilir? Bütün kazanımlarını, birikimlerini bir anda nasıl göz ardı eder? Anlamak kolay değil doğrusu! Böyleleri olsa olsa alavuz olabilir; İkiyüzlü, dönek… Gerçek yüzünü gizler, saklar; göstermez bir zaman. Sonrası hüsrandır. Hicvin aşağılayıcı, alaycı diline dolanır. Kamil durumdan eşek konumuna düşer.
Yunus Emre “Arife bir söz yeter tende gevher varışa” demiş, yüzyıllar öncesinden. İçinde gevher olmayan insan, “melamet hırkası” giyebilir fakat bu aldatıcıdır. Böyle bir kişi kâmil insan ya da olgun adam olamaz!
Görünen köy kılavuz istemez! Her şey kitaba, belgeye, bilgiye dayalı apaçık ortadayken, “Bu dörtlük Şair Eşref’in mi?” diye kafa yormaya, kuşkuya düşmeye artık gerek yok! Güneş balçıkla sıvanmaz!

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.