DOLAR 34,3420
EURO 37,3994
ALTIN 3.021,40
BIST 8.663,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Giresun 12°C
Çok Bulutlu
Giresun
12°C
Çok Bulutlu
Çar 14°C
Per 14°C
Cum 14°C
Cts 15°C

ÜRD-İ BEHİŞT

27.04.2023
156
A+
A-

Erdi yine ürd-i behişt oldu hava ambersirişt
Âlem behişt ender behişt her kûşe bir Bağ-ı İrem
Beyitte geçen “ürd-i behişt” cennet ayı bir başka söylemle ilkbahar (ilkyaz) anlamındadır. İlkbahar üzerine kurgulanmıştır bu iç açıcı, mutluk ve heyecan verici beyit. On yedinci yüzyılın ünlü şairi Nef’i’nin Sultan lV. Murat için yazdığı methiyenin (övgü şiiri) nesib ya da teşbib olarak adlandırılan giriş (ilk) bölümünde yer almaktadır. Kasidelerin nesib (teşbib) bölümünde doğa betimlemeleri yapılır; içki sunan kişi(saki) ve şarap ile ilgili albenili, kulağa hoş gelen, kıpır kıpır söylemlere yer verilir ya da sevgilinin boyu-posu, endamı, yüzü, saçı, güzelliği üzerine coşkulu, duygulu, lirik beyitler kurgulanır. Kasideler, giriş bölümünde yapılan betimlemelere göre ad alırlar. Nef’i, giriş bölümünde bahar betimlemeleri yaptığı bu ünlü şiir, “Bahar Kasidesi” olarak da adlandırılır.
Ne diyor bu beyitte şair? Yine nisan ayı geldi, havada amber kokuları var. Dünya cennet içinde cennet! Her köşe, cennet bahçelerini andıran bir İrem bahçesidir. İran kültüründe, hükümdarların cennet tasavvuru ile yaptıkları güzel, gösterişli bahçeye verilen addır, bağ-ı İrem. Bu kavramı şiirlerinde kullanmışlardır, şairler. Nef’i de bunu yapmıştır. Nisan ayı ile birlikte doğadaki canlanmanın, hızlı değişim ve dönüşümün insanlarda sıcak, olumlu etkileri olmaktadır. Böyle bir ortamın çekiciliğini, iç açıcılığını, mutluluğunu, dinginliğini, huzurunu, albenisini, güzelliğini anlatmak amaçlı kullanmıştır, bağ-ı İrem kalıbını. Nisan ayıyla başlayan bu sıcak, kıpır kıpır değişimden herkes gibi ben de etkilenirim.
Her bahar geldiğinde, bu kasidenin sıcak beyitleri tatlı bir coşkuya dönüşür, içime… Güneşli, ılık bir günde duru, sakin, duygulu akan bir ırmağın huzur veren yansısını duyumsarım, yüreğimde… Yine bahar geldi, yine aynı coşkuyu, heyecanı, duygusallığı yaşıyorum, tüm bedenimde. Ve şiirin ruhumu okşayan beyitleri dilimde:
Esti nesim-i nev-bahar, açıldı güller sub h-dem
Açsın bizim de gönlümüz, sâki medet, sun câm-ı cem…
Günümüz diliyle “İlkbahar meltemi esti; bahçede, sabaha karşı güller açıldı… Ey içki sunan (saki), yetiş ve bize Cem’in kadehinden getir. Bizim de gönlümüz açılsın. Biz de doğadaki bu coşkuyu, güzelliği, tazeliği yaşayalım; neşelenelim, sevinelim, mutlu olalım” diyor, Nef’i. İran mitolojisinde şarabı bulan hükümdar olarak ayrı bir yeri vardır, Cem’in. Ne kadar da haklı Nef’i! Baharın coşkusu, güzelliği, tazeliği ancak, bu kadar güzel anlatılabilir şiir dilinde…
Ünlü bestekâr Hacı Arif Bey, rast makamında bestelemiş, bu şiiri. Nağmeler, sözler, yorumlar… O kadar içten, yürekten, coşkulu öylesine etkileyici ki… Ne anlama geldiklerini sözlüklerde bulabileceğimiz sözcüklere takılmıyoruz. Daha doğrusu ritim ve ezginin tatlı coşkusu duygu ikliminde bu sözcükleri yumuşatıyor, eritiyor; anlamlı hale getiriyor. Dilin, bestenin dahası ruhu saran sıcak nağmenin etkisi bu olsa gerek:
Gül devri, ayş eyyâmıdır, zevk u safâ hengâmdır
Âşıkların bayramıdır, bu mevsim-i ferhunde-dem

Dönsün yine peymâneler, olsun tehi humhâneler
Raks eylesin mestâneler, mutribler ettikçe negam
Bu ayın bir adı da gül mevsimi, gül çağıdır. Şaire göre, bu dönem, yeme, içme, eğlenme, coşma; zevkle, sefayla yaşama zamanıdır. Bu uğurlu, kutlu dönemde âşıklar bayram yapar. Peymaneler (içki kadehleri) elden ele dolaşır, şarap küpleri boşalır; sazendelerin (çalgıcılar) coşkulu nağmeleri ile kadeh yudumlayıp kendinden geçenler raks eder…
Bu duygusal ve düşsel beyitleri okuyup da nisan ayının çekiciliğinden etkilenmemek; bu sıcak beyitlerin atmosferinde mutlu olmamak mümkün mü? Hayır! Özellikle yılın iki ayının etkisi bir başkadır, insan ruhunda. Nisan ayı mutluk ayıdır, eylül hüzün… Bu yüzden olsa gerek Lale Devri’nin ünlü şairi Nedim “Gülelim oynayalım kâm alalım dünyadan” diye seslenir… Cahit Sıtkı Tarancı, bahar sarhoşluğunu anlatır dizelerde:
İlk sevgilinin gülüşüne benzer
Bir Nisan havası değil mi esen?
Zincirlere, kelepçelere inat,
Kanatlarımı açmak zamanıdır…
Orhan Veli’nin şiir dilinde güzel havalardır, baharın adı. Tüyden hafif olur, bahar sabahları. İçinde kuş cıvıltıları, şarkılar… Bu öyle coşkulu, öyle duygulu, öyle tutkulu bir mevsimdir ki bahar insanı mahveder, deli eder dahası âşık eder… Böyle söylüyor, Kanık:
Böyle havada âşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti…
Orhan Veli’nin “böyle havalar” söylemi ile dile getirdiği mevsim, bahardır. Kışın soğuğu, sıkıntısı yoktur, artık. Bol güneşlidir, sıcaktır böyle havalar; insanın içi kıpır kıpırdır böyle havalarda… Tazeliğin, yeniliğin, mutluluğun adıdır, bahar.
Bahar, güllerin bülbüllerin, sümbüllerin açıldığı; dağların türlü çiçeklerle bezendiği zamandır… Karacaoğlan’ın şiir diliyle söylersek “kış yelinin kovulduğu; bayramlıkların giyildiği, ağaçların yapraklarla donandığı, kuşların ötüştüğü, çiçeklerin gönendiği” bu mevsimin bir adı da coşkudur, aşktır, sevgidir, sevdadır. Bu mevsimde kanı kaynayan âşıklar deli olur. Karacaoğlan böyle söylüyor:
Gene bahar oldu açıldı güller
Figana başladı gene bülbüller
Başka bir hal olup açtı sümbüller
Âşıkların del ‘olduğu zamandır…
Hoş, güzel, tatlı bir mevsimdir, bahar. Sevgi, sevinç, mutluluk, huzur… Yalnızca insan değildir coşkulu olan; tüm ağaçlardan kuşlara, kelebeklere, böceklere değin tüm canlılar da coşkuludur; toprak da… Bu coşkuyu dile getirir Âşık Veysel, bir güzellemesinde. Bahar yeli esmiştir, karlar erimiştir… Sonrası:
Baharda coşarsa bu ulu toprak
Vücuda getirir her türlü yaprak
Al yeşil giyinmiş dağlara bir bak
Besleyip büyütür yer çiçekleri…
İnsan dışı varlıklara insan özelliği verilerek söyleyişe canlılık ve akıcılık kazandırılmış. Mutlu, huzurlu, duygulu, sevinçli bir insanlar gibi ulu toprak coşkuludur; şenliklerde, düğünlerde, bayramlarda özenle giyinip kuşanan genç kızlar gibi al yeşil elbiseler giyinmiştir, dağlar…
Yazınımızda çokça işlenen bir konudur bahar ya da ilkbahar. Türkülerde baharın coşkusu, sıcaklığı, güzellikleri dile getirilmiş; öykü ve romanlarda bahar betimlemelerine yer verilmiş… Ozanlar, bahar konulu duygulu şiirler kaleme almış; bestekârlar bahar içerikli bestelere imza atmış… Kimileri “baharı bekleyen kumrular” üzerinden sevgiliye seslenmiş; kimileri “ben her bahar âşık olurum” diyerek içindeki kıpırtıyı ateşlemiş… Sözleri Aysel Gürel’e, bestesi Selami Andak’a ait olan “Ben Her Bahar Âşık olurum” adlı coşkulu, romantik, duygulu şarkı her bahar içimde çağlar… Hele bir de bahçeler renk renk çiçeklenmişse, dağlar al yeşil giymişse, dallar yemyeşilse, hele bir de sabahleyin karşı tepelerden güneş göz kırpıyorsa… İşte bu zamanlarda bir başka deli dolu olur duygularım. Kalp atışlarımda coşku, sevgi, huzur, mutluluk; dilimde bahar türküsü…
Ben her bahar âşık olurum
Rüzgâr olur yağmur olurum
Filizlenir anılarda gururum
Taşar içimden ruhum…

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.