EYNESİL YÖRESİNDEN NOT ETİĞİM DÖRTLÜKLER (5)
Öyküsü olan bir türkü:
” Kız al beni al beni,
Hanım ederim seni.
Üçyüz gram darım var,
İyi beslerim seni.”
10/06/2023 günü, Çakrak kahvesinin kapısındaki ayaküstü sohbette Espiyeli bir bayandan dinledik.
Babasının türküsüymüş.
Öyküsü içinde…
Güzel bir dörtlük daha:
“Yayılmış da geliyor,
Komşuların danası.
Vura vura yolladı,
Alçiçeği anası.”
Hayri Palak
Alçiçek’in gençliği biraz hareketli geçiyormuş. Bu yüzden anası ilerde daha kötü durumlar yaşanmaması için, onu acele ile kocaya vermiş.
Öyküyü bilenler boş dururlar mı? Yakı varmişler türküyü…
(Alçiçek’le ilgili iki dörtlük daha var ama yakınları alınır, diye yazmak istemedim.)
” Derin Oba’dan gelir,
Kadırga’nın yarısı.
Yaktı kül etti beni,
Saçlarının sarısı.”
Hayri Palak, anası Hatice Palak’tan dinlemiş. (30/12/2022)
” Atımın beli yağar,
Ağar giderim ağar.
Çok kapıya güzelim,
Sevdiğim diye çağar.”
Çok bilinen bir türkü… Öyküsü içinde…
” Sabahın seherinde,
İn mereğe mereğe.
Sevmiyorsan kocanı,
Bağla onu direğe.”
Müzeyyen Aydın Öztürk
Sıkıntılı bir durum ama dörtlük güzel…
“Gemi geliyu gemi,
Görünüyu direği.
Halkçıya haram olsun,
Menderes’in çöreği.”
Çocukken halam Ayşe’nin kızı Fatma’dan dinlemiştim. 27 Mayıs 1960 tarihinden önce olmalı…
” Aldım ben girebimi,
Gidiyorum alafa,
Yağuplu gelinleri,
Çekilsin bir tarafa.
Yağuplu gelinleri,
Geydi yemenileri.
Urumca konuşurlar,
Anlaşılmaz dilleri.
Çık taflana taflana,
Topla alacasından.
Güle güle geliyor,
Boşanmış gocasından.”
Müzeyyen Aydın Öztür.
Müzeyyen öğretmenimin evi Yakuplu Mahallesi’ne yakın olduğu için, çocukluğunda dinlemiş olmalı.
Üçüncü dörtlük ise, kayıt altına alındı mı bilmiyorum ama yöremizde çok bilinen bir dörtlük.
Sıradaki dörtlükte ” Ketenim var tarakta” dediğine göre, oldukça eski olmalı.
Okuyalım:
“Ketenim var tarakta,
Bir kız sevdim ırakta.
Allah bizi kavuştur,
Kirez ile orakta.”
H. Ali İncekara
Bu yörede yetişen kendirden yapılan keten bezleri şile benzinden biraz daha kalın olurmuş.
Çocukluğumda keten benzinden don ve gömlek giydim ama nasıl üretildiğine tanık olmadım.
Nasıl üretildiğini bilenlerden dinledim.
Mayıs Yedisi ile ilgili yazmayı düşündüğüm yazıda bu konuya da değineceğim.
Eynesil’de yakılmamış olsa da, öneminden dolayı Hüseyin Özdemir öğretmenimden dinlediğim bu iki dörtlüğü yazmadan geçemiyorum.
Birlikte okuyalım:
“Hey gidi Kara Yavuz,
Kaldır namluyu kaldır.
Attığın mermileri,
Su kesiminden aldır.
Dünya güzeli olsan,
Bahriyeli yaparlar.
Maaşınız yüz kuruş,
Bazen doksan yaparlar.”
Şimdilik bu kadar…
Yeterince dörtlük birikirse, bir gün onları da yazarım.