EYNESİL’İN TAPU MÜDÜRÜ ÇÜRÜK/EYNESİLLİ AHMET KAÇAR (1)
16 Aralık 2022 Cuma günü Mevlüt Kaya öğretmenimle birlikte Cem Karaahmetoğlu’nu ziyaret ettik.
Hem geçirdiği ameliyat için geçmiş olsun deme fırsatı bulduk, hem sohbet etme fırsatı…
Herşey çok güzeldi ama benim için adı sürpriz olan, Güzel Sanatlar Akedemisi Mezunu olan Cem Karaahmetoğlu’ynun kendine ait olan sanat atölyesiydi…
Atölyeye, resim atölyesi yerine sanat atölyesi demeyi bilinçli olarak tercih ettim…
Çünkü; ziyaret ettiğimiz atölye resim atölyesinden çok fazlaydı…
Göreleli birçok insanın, ilçelerindeki bu atölyenin varlığından haberdar olduğunu sanmıyorum.
Görele’de Güzel Sanatlar Fakültesi olduğunu da yazmadan geçmeyelim bu arada…
Bu zengin atölyeyi görmek benim için, çok büyük bir zenginlik oldu…
Atölyede güzel sanatlar açısından her ne ararsanız vardı…
Hele kafa yontuları…
Cem, o kafa yontularının kimlere ait olduğu konusunda bilgi verirken, o daha açıklama yapmadan, sıradaki yontunun Ahmet Kaçar abiye ait olduğunu fark edince bir hoş oldum…
Bildiğim kadarıyla Ahmet Kaçar abinin en yakın dostlarından biri de Cem Karaahmetoğlu’ydu…
Ahmet abi Görele’ye geldiğinde mutlaka Cem Karaahmet’in matbaasına uğradı…
Daha doğru bir ifadeyle, Ahmet abiyi arayan, onu Cem’in matbaasında bulurdu…
O günlerle ilgili anılar bir filim şeridi gibi gelip geçtiler kafamdan…
Gözlerimin yaşadığını Mevlüt Hocam farketmiş miydi acaba?..
Hiç sanmıyorum…
Cem kardeşimiz sağ olsun, atölyenin bir köşesinde duran, kendi olanaklarıyla yayımladığı Ahmet Kaçar’ın “Bütün Şiirleri” adlı kitabından, günün anısına birer kitap hediye etti…
Eve geldiğimde, kitabı karıştırdım…
Aklımdan bu haftaki yazı konum Ahmet Kaçar abi olmalı diye geçirdim…
Aklıma Ahmet abiyle ilgili yazdığım yazı geldi…
Bulup okudum…
Pek de fena değildi.
Daha önce okumamış arkadaşları da düşünerek tekrar paylaşmak istedim.
Yazı eski de olsa beğeneceğinizi umuyorum.
Buyurun birlikte okuyalım:
Komşuların akşamları birbirlerine konuk gidip geldiği günlerdi.
Daha televizyon yayınları yurt genelinde yaygınlaşmadığı için, tek eğlence radyoydu.
Arkası yarınlar, türkü ve şarkı programları ençok dinlenen programlardı.
O akşam da şarkı programı dinliyorduk…
Sunucu, bir şarkıyı sunuyordu; güfteci Ahmet Kaçar, besteci falancı ve şarkıcı bilmem kim, dedi.
Ev sahibi öğretmen Hüseyin Danacı: “Bu şarkının güftecisi Görele’li Ahmet Kaçar’ın Eynesil’de memur olduğunu biliyor musunuz” diye sordu.
Bir birimize bakındık…
Bilmiyorduk…
“Yarın saat 12’ye doğru çarşıda olursanız sizi onunla tanıştırırım” dedi.
Radyoda adı geçen bir güftecinin Eynesil’de çalışıyor olması çok büyük bir olaydı bizim için.
Yarın saat 12’ye gelirken Hüseyin öğretmenimi buldum…
Birlikte Ahmet Kaçar’ı görebileceğimiz yere doğru yürüdük…
İlerde kısa boylu, sık ve kısa saçlı bir adam yalnız başına yürüyordu…
Hüseyin öğretmenimin açıklama yapmasına gerek yoktu; Tapucu Ahmet olarak bildiğim abimiz meğer şair Ahmet Kaçar’mış…
Ahmet abiyi ilk kez görmüyordum ama şair Ahmet Kaçar olarak ilk kez görüyordum.
Arkadaşlarıma bunu söylediğimde çoğu inanmak istemiyordu…
Aradan tam yarım asır geçmiş…