DOLAR 32,5971
EURO 34,8409
ALTIN 2.495,63
BIST 9.471,45
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Giresun 18°C
Az Bulutlu
Giresun
18°C
Az Bulutlu
Cts 17°C
Paz 20°C
Pts 18°C
Sal 25°C

HARMANIN O YANINA (1)

18.05.2021
97
A+
A-

“Harmanın o yanına,

Dolan gel bu yanına.

Güzeller horan kurmuş,

Girelim kollarına.”

Alucra

1982 yılının başında Alucra’nın Karabörk (Önce  Pelitli Köyü’ydü, il milli eğitim müdürü Harun Ustaoğlu ile tartıştıktan sonra, gönlümü almak için, değişiklik yaptılar.) Köyü’ne sürgün edildim…

Kayıtlarda ise atama nedenim, istek ve ihtiyaç diyor. Karakışın ortasında beni Eynesil Köseli İlkokulu’dan Alucra’nın Karabörk  İlkokulu’na atayın demişim!

Yanlışı kimse sahiplenmiyor.

Zor günlerdi…

Her yer kar altındaydı…

25 Ocak’ta göreve başladım…

Ve karne tatiline çıktım…

Tatil bitince, görevimin başına gittim…

Soğuktu hava…

Çok soğuktu…

İnsanlar…

Havadan da soğuktu…

İnsanlar veya insancıklar…

Veya hiçbir şeyler…

Geçiyorum…

Dayanmaya çalışıyordum…

Aradan bir kaç gün geçtikten sonra mucize gibi birşey oldu…

Okulun kapısında dururken karşıdan birinin bana doğru geldiğini gördüm…

Yaklaşınca tanıdım…

Eynesil Mustafa Yüksel İlkokulu inşaatında çalışan bir arkadaştı…

Dünyalar benim olmuştu…

Yanıma gelince, boynuma sarıldı.

-Hoca Allah mı attı seni buralara, dedi…

-Evet Halil, dedim…

Kolumdan tutu.

-Hadi yemeğe gidiyoruz, dedi…

İtiraz etmedim.

Evleri yakınmış.

Biraz yürüdükten sonra, bir evin kapısında durdu,

-Buyur, dedi…

Sıkıla sıkıla girdim içeri.

-Selamın aleyküm, ağalar…

Hep birlikte,

-Aleyküm selam    Çobano…dediler.

Hayret, çoğunu tanıyordum…

Ev sahibi Kara Halil’di…

Eynesil’de bakkallık yapan babamın müşterileriydiler…

Rahatlamıştım…

Eynesil’den, babamın iyiliğinden filan konuştular…

Genç olanı hocanın çok çayını içtim, dedi.

Konuklara çay ısmarlamak, hatıralarını sormak bizde aileden gelen bir alışkanlıktır…

İnsanlık borcu olarak bilinir.

Demek o arkadaşa da çay ısmarlamışım…

Neyse, uzatmayayım, sonunda zorda olsa zamanla Alucra’ya alıştım…

Askere gittim ve dönüşte yeniden  aynı yerde göreve başladım…

Alucra ile ilgili anılarımdan, konuyla ilgili olanları seçerek anlatıyorum…

Konuya girmeden, Alucra’da tanıdığım ve adlarını anımsaya bildiğim- özellikle de öğretmenlerin- adlarını yazayım…

Önce benimle birlikte 1402’lik olanlar:

Ali Boğan (Sarpkaya Köyü),

Özgen Aras (Sarpkaya Köyü), Alibey Şen (Yusuferli Köyü), Ali Dündar (Doludere Köyü), İsrfil Bilir (Beylerce Köyü), Halil İbrahim Alakaş (Akyapı Köyü).

Alucra’nın yerli öğretmen ve idarecileri:

Mustafa Kaptı (Baba gibi İlköğretim müdürüydü), Mustafa Çakır ( Müdür yardımcısıydı, eli bilmem, benim için çok değerlidir.), Efkari Dolu (Bağlama çalandan, türkü söyleyenden zarar gelmez.), Hicabi Ağca (Merkez İlkokulu Müdürü.), Halil Bodur (Karabörk Köyü’nden…Bilmiyorum, belki de bir kökten ayrılmaydık…), Osman Dikbaş (Kendine özgü biriydi…)

Alucra’ nın ilk İlçe Milli Eğitim Müdürü:

Ali Odabaş (Ben, önerilen İlçe Müdürlüğü’nü kabul etmeyince, o müdür olmuş.).

Yakından tanıma şansı bulduğum cumhuriyet öğretmenleri:

Yeşilyurt Köyü’ne eşiyle birlikte sürülen Hüseyin Bekçi öğretmenim.

Kars’tan, sahil görürüz, diye Giresun’a atama isteyip Pelitli Köyü’ne atanan, adını unuttuğum, insanlık abidesi bay/bayan öğretmenlerim.

Zeki Köse (Mersin’li resim öğretmeni. Anlatmakla bitmez.)

Ali Gürgen (Burdurlu’ydu…Kusursuzdu.)

Sezai Pirimoğlu( Erzurum’lu ve mert…)

Kemal (Keşaplı…Soyadını anımsayamadım.)

Hüseyin Tekten ( İdeal öğretmen…Zor yetişir.)

Adem (Adem beni bağışlasın…Bu kadar yakın arkaşımın soyadını unutmuşum.)

Mehmet Çelik (Zil Köyü’ünde çalışıyordu, Kars’lıydı…Değer biçilemeyecek öğretmenlerden.)

Bilgin (Hacılı Köy’ünün bayan öğretmeni.)

Cemil Kıral (Kıral, tanıtmaya gerek var mı?)

Ahmet (Yüzbaşılıktan atılma, hanımı öğretmendi. Atatürk’ün askeri olduğu için mesleğinden ihraç edilmişti…Birgün, anlattıklarını yazarım.)

Nazmi Çeçe (Herkesin yeri başkadır; bu güzel kardeşimin yeri daha başka…)

Hasan Eliaçık ( Herkesin yeri başkadır dedim ya; Hasan, Zeki ve ben…Bir iki satırla geçiştirilecek gibi değil…)

Yine uzadı…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.