MERAK İŞTE
Osman Pamukoğlu’nun yalancısıyım.
Ömer Hayyam, onyedi yaşında, Horasan Alayları ile birlikte Malazgirt Savaşı’na katılmış.
Anılarında anlattığına göre, arkadaşları ile sohbet ederlerken, içlerinden bazıları, biz Alparslan’ı göremedik, demişler.
Alparslan’ı tanıyanlar, dün buradan geçti, deyince; geçenlerin hangisi Alparslan’dı, diye hayretle sormuşlar.
Çünkü; önlerinden geçen atlıların görünüşleri birbirlerinden farklı değilmiş…
Onlar, alışık oldukları gibi, öbür askerlerden farklı gösterişli bir Alparslan bekliyorlarmış…
Genç Hayyam’ın ilk şaşkınlığı bu olsa gerek!
Akşam olunca, yaktıkları ateşin çevresinde toplanıp sabahı beklemeye başlamışlar.
Horasan Alayı’ndakiler, yarın bir kısım arkadaşlarının savaşta öleceğini bildiklerinden, korkularını dağıtmak için, kendi aralarında daldan budaktan konuşuyorlarmış.
Türkler ise, gayet sakin bir biçimde sabahın olmasını bekliyorlarmış…
Türk askerlerinin savaş öncesi bu sakinliği, genç Hayyam’ın oldukça ilgisini çekmiş olmalı…
Sabah olup savaş başlayınca, Horasan askerlerine, siz bekleyin, savaşın ilerleyen saatlerinde ihtiyaç olursa, size de sıra gelecek, denmiş.
Onlar heyecanlı bir şekilde sıralarını beklerlerken, yetkililerden biri gelip savaş bitti, demiş.
Savaşın bittiğini duyan Horasan askerleri, ne tepki verdiler kimbilir…
İlerde büyük bir matematikçi ve büyük bir şair olacak Ömer Hayyam için, bütün bu gördükleri büyük bir ders olmalı…
Hayyam’ın son anlattıkları çok daha ilginç, çok daha öğretici:
Savaş bittikten sonra, Horasan Alayı’ndakiler yağma için savaş alanına dalarken, Alparslan’ın askerleri bir kenarda durup, sakin bir şekilde yağmacıları izliyorlarmış..
Yağma bittikten sonra, Horasan Alayları’nın Anadolu’ya girmesine izin verilmemiş ve yurtlarına geri gönderilmişler…
Ömer Hayyam’ın eserinden, Osman Pamukoğlu’nun seçerek anlattıkları aklımda kaldığı kadar bunlar.
Bu kısa bilgiler, Selçuklu Türkler’nin Anadolu’yu yurt edinebilmesinin sırlarını eleveriyor anlayabilene.
Yöneticiler, Horasan’dan gelen yağmacı askerleri gerisin geriye gönderdikten sonra; Anadolu’ya, asaletine güvendikleri beylere bağlı boyları, özel olarak seçerek göndermiş olmalılar.
Anadolu’da kurulan ilk Beylikleri gözönüne getirdiğimizde, bu düşünceleri doğrular nitelikte olduklarını görüyoruz.
Bu ise, başka bir yazının konusu.
Osman Pamukoğlu’nun konuşmasındaki bu önemli bilgileri hangi kaynaktan aldığını bilmiyorum.
Yoktan yere kendime iş çıkardım, en kısa sürede araştırıp öğreneceğim.
Şimdi gelelim kıssadan hisseye:
Bu anlatılanlardan Alparslan’ın ordusundaki askerlerin görev insanları olduğunu, Horasan Alayları’ndaki askerlerin ise, yağmacı sıradan insanlar olduğunu anlıyoruz.
Önümüzde bir seçim var.
Bu seçimde, değişik partilerden milletvekili adayı olmak için, binlerce aday adayı parti genel merkezlerine başvuracak.
Medeni cesaretlerinden dolayı hepsini tek tek kutluyorum.
Ama kendi kendime de sormadan edemiyorum; acaba bunların kaçı Alparslan’ın ordusundaki askerler gibi görev insanı, kaçı Horasan Alayları’ndaki askerler gibi yağmacı sıradan insanlar?
Merak işte!
Haksız mıyım, siz de merak etmiyor musunuz?