O BİR SESSİZ EFSANE (1)
“Çam dalına takıldı,
Katırımın yuları.
Dil verse de söylese,
Seksenveren suları.”
Eynesil/İsaklı
Öğretmen Hüseyin Özdemir’i tanır mısınız, diye sorsam çoğu insan tanımaz.
İnsanlar O’nu, kemençe veya zurna sanatçısı olarak bilir.
Öyle tanınır…
Müzisyen bir aileden geldiği ve kendi de çok iyi bir sanatçı olduğu için, haksız da sayılmazlar.
Uzun yıllardır tanıdığım Hüseyin öğretmenimle zaman zaman buluşup sohbet ederiz…
Bu sohbetlerde ilginç bulduğum bilgileri not ederim.
Bu yazı, o notlar içinden sizler için seçip aldığım güzelliklerdir.
Umarım beğenirsiniz.
***
“Yeterli öğrenci olmadığı için 1960 yılından önce, öğretmen okullarına sınavsız girilirdi.
Sınavla okula giren öğrenciler biziz.
Sınav sözlüydü, o zamanlar mülakat denirdi.
Trabzon Erkek Öğretmen Okulu giriş sınavına Görele’den Hasan Hüseyin Torçuk, Hasan Bakıcı, Mehmet Kırtorun ve Zıvalı Ahmet katıldık, başka varsa da ben hatırlamıyorum…
Matematik, türkçe ve Müzikten soru sordular galiba.
Bana sorulan sorulardan bir tanesi, Fatih’in ölüm tarihiydi.
Bilemiyordum.
Ne cevap vereceğim diye kıvranırken, sonradan beden eğitimi öğretmeni olduğunu öğrendiğim komisyon üyesi bir öğretmen, 1483 diye tiyo verdi…
***
Merkez okulundan mezun olmamıza rağmen iki kişi kazanabilmiştik…”
***
“Müzik öğretmenimiz, Trabzon Öğretmen Okulu’nun efsane müzik öğretmeni Kör Süleyman’dı.
Notu çok kıttı, öğrenciler ayağından tutup Avonos Köprüsün’den sarkıttıkları halde gene de müzikten bırakmış diye söyleniyordu…”
***
“Beden öğretmeni ut, ben de klarnet çalıyordum.
Birlikte meşk yapmaya başladık…
O zamanlar sanat müziği yasaktı.
Müdür nasıl olduysa, bizim sanat müziği meşk ettiğimizi duymuş.
Bir öğrenciyle bize salonu terk etsinler, diye haber gönderdi.
Müdür eski Galatasaray Başkanı Ergün Gürsoy’un akrabalarından Ahmet Gürsoy’du.
Meşk yapmayı bırakmadık.
Başka mekanlarda müdürden gizli olarak meşk yapmayı sürdürdük…
Otuz yıl sonra bir lokantada karşılaştık, sık sık benden söz ediyormuş, görünce çok heyecanlandı.
Tabi ben de…”
***
“O zamanlar Trabzon Musikisi Cemiyeti vardı.
Başkan Teoman Önaldı…
Derneğin merkezinde meşk yapılırdı. Ben de klarnet çalıyordum…
Bir ara cemiyet olarak Vakfıkebir’de konser verdik…
Güzel günlerdi…
Artık iyice tanınmıştık..”